Deprecated: mysql_connect(): The mysql extension is deprecated and will be removed in the future: use mysqli or PDO instead in /home/umitseno/fermangazetesi.com/include/conf.php on line 7
Manevi Aynada İki-Sıfır-İki ve İki - FERMAN Gazetesi - Karaman (Gayrıticari_Hobi Sitesi)

Manevi Aynada İki-Sıfır-İki ve İki

Manevi aynada sosyal medyanın bu kirli tarafını bir görsek utanırdık herhalde…

31 Aralık 2021 13:29

Manevi Aynada İki-Sıfır-İki ve İki

Güneş 1 Ocak 2022 sabahı da doğudan doğup, akşam batıdan batacak. Zaman yine bir su gibi kendi mecrasında saat tıkırtılarında ve takvim yapraklarında akacak.

Giden 2021 arkasından sitemler edip 2022 ye yalvarıyoruz ya… Güzellikler getir, iyilikler getir diye. İnanın öyle bir gücü yok. O sadece iki-sıfır-iki ve ikiden oluşan bir sembol.

Güzellikleri iyilikleri biz kendimiz gerçekleştirmek zorundayız. Biz su gibi akan zamana güzellikleri çivilerle raptedersek, işte o zaman 2022 ve diğerleri de güzel olacak.

Son yıllarda aynaya bakma alışkanlığı kayboldu gider. Camdan aynalara da, manevi aynalara da. Sık sık manevi aynalara baksak, aslında belki her şey daha güzel olacak. O zaman, zamanı güzelleştirmenin baş rol oyuncusunun kendimiz olduğunu fark edeceğiz. Manevi aynada gördüğümüz benliğimize, zaten özümüzde, genlerimizde, kültürümüzde olan güzellikleri yüklemek işin anahtarı.

İşte o zaman eleştirmekten çok fikir üretmeye, fikirleri dinleyip izan kabiliyeti ile değerlendirmeyi, güzellikleri teşvik edip uygulamayı başarabiliriz.

Bu dünyanın sadece kendimize ait olmadığını, bizim dışımızdaki tüm insanların da en az bizim kadar yaşama hakkı olduğunu kavrarız. Sade insanlar değil, Rabbimizin “yerleri ve gökleri sizin için yarattık” ifadesinde geçen tüm canlı cansız varlıkların da bu dünyada güzellikler hak ettiğini biliriz.

Hemen bir adım ötede aile denilen kavramın önemini anlar, önce ahlak, edep, hayâ, sevgi ve saygı kavramları ile insanın ancak insan sayılabileceğini bilir, aile yapılarımıza önem veririz.

Devlet olarak da, aile yapılarına her gün bombardıman yapan haçlı taktiği, radyo, televizyon ve sosyal medya yayınlarına son vermediğimiz zaman, bu toplumun kokuşacağını ve bir gün de yok olacağını anlarız.

Lüks yaşamak, daha zengin olmak, daha kariyerli olmak, yüksek mevkilerde olmak için feda edilen ahlak, namus, inanç tavizi gibi değerlerin daha kıymetli olduğunu biliriz. Köpeğin önüne atsan yemediği paranın ve servetlerin, lüks mal mülkün, sağlam bir ahlak, temiz bir namus, edepli bir sosyal yaşamın zerresi kadar değerinin olmadığını görürüz.

Sosyal medya denilen çağın kanserini kavrarız. Sosyal medya aslında üç gözlü bir havuzdur. Birinci gözü içinde gül suyu ve elvan kokular içeren bir gülistandır. İçinde insanlara faydalı bilgiler, hayatı kolaylaştıran yollar, kültürel değerler vardır. Değerli kitaplardan oluşan engin bir kütüphane bir hazinedir.

İkinci gözü bir penceredir. Baktığımızda eş, dost, hısım, akraba, tanıdık, konu komşuyu görürüz hasret gideririz. Haberleşir, dayanışma sağlar, sorun çözümlerine yardımcı oluruz.

Ama nedense, hep o üçüncü göz cazip geliyor ki o göz bir lağım çukurudur. Birbirimize küfür etmemize, haksız eleştirilere, sonu adli olaylarla biten çirkinliklere, doğruluğunu araştırmadan sazan gibi atladığımız yanlış bilgilerle dolu bir havuz. Kapağı açılmış pandoranın kutusu. Üstelik, bu üç gözlü havuzun hep bu gözü cazip gelir ve insanlarımızın ekseriyete yakını bu gözünü kullanır. Üstelik karşısında başka hiç insan yokmuş gibi sorumsuzca ve saygısızca…

Manevi aynada sosyal medyanın bu kirli tarafını bir görsek utanırdık herhalde…

Yine etrafımıza bir baksak. Yakın çevremizden şöyle bir 20-30 kişiyi örnek seçsek. Bunların bir hafta boyunca tüketimlerini gözlesek. Sonra da üretimlerini. Acaba, bu 30 kişiden kaç kişi, kaç birim değer üretiyor da bu 30 kişi istifade ediyor? Ne üretiyor, ne kadar üretiyor? Hangi öğrenci okula başlayıp da tahsil hayatı sonuna kadar ben marul üreticisi olacağım, buğday üreticisi olacağım, ayakkabı üreteceğim vb. diyor.

İlk okula hatta kreşe başlayan bebenin aklına soktuğumuz ilk hedef insan olmak falan değil, ya doktor, ya avukat ya mühendis olmak. Ama mutlaka ve mutlaka da devlet kadrosuna kapağı atıp maaşlı olmak.

Peki, 84 milyonun tükettiğini kim üretecek. Çinli, uzak doğulu ve haçlı… Neyle alınacak? Devletin verdiği maaşla… Devlet maaş vereceği parayı nereden bulacak?

Üstelik hortumlanan bankaların, soyulan devlet hazinelerinin, ahlak ve maneviyat söylemleri ile yola çıkıp etrafında oluşan çelik çemberler sayesinde devletin cukkalandığından haberi olmayan şaşkın yöneticilerin olduğu, ekonomisini uluslar arası sermayelerin idare ettiği ülkelerde bu mümkün mü?

 Manevi aynada, özümüzden başlayıp, bir devlet yönetiminin en üst kademesine kadar tahlil yaptığımızda görülen tablo bu.

Defol 2021, hoş geldin 2022, bize sağlık getir, huzur getir barış getir, esenlik getir demek rakamlara tapmanın, putçuluğun geldiği son nokta gibi olmuyor mu.

Haa.. Bir de hani o kırmızılar giymiş sapık geyikli var. Bazıları raydan çıkıp o sapıktan bile medet umar hale gelivermez mi? Hayvandan adi bir mahlukun işlediği bir eylemden dolayı kurumları, devleti ve milleti mahvetmeye kalkanlar, yıllardır her yeni yıl başlarken o sapığa tapınır hale gelmediniz mi. Haçlı sizi bu projesi ile mankut yapmadı mı? Manevi aynada bunları da görseniz iyi olacak.

Herkesin alıp yerden yere vurduğu, hatta adına adi bir yaklaşımmış hissi veren “Z” kuşağı falan dedikleri o gençlerimiz var ya o gençlerimiz… O gençlerimiz arasında öylesi pırlantalar var ki… Çok nadir de olsa kendilerini evrensel değerler ile donatmış olanları var. Ama çoğunluğa yakın bir orandaki gençlerimize bu manevi aynada kendilerini görmelerini bir sağlasak. İşte o zaman güneşten daha parlak bir şekilde tüm dünya üzerini aydınlatarak doğacaklar. İşte rakamların yapamadığını onlar yapacak.

2022 rakamlarına yalvarmak yerine eğitimde, kültürde, aile yapılarımızda ve özellikle toplumsal hayatı yok eden sosyal medyada öyle devrimler yapalım ki tüm o güzel beklentilerimizi onlar sağlasın.

Yeni yılı güzelleştirecek olan iki-sıfır-iki ve iki rakamları değil. Bizzat biz, önce özümüz sonra ailemiz, sonra çevremiz, sonra milletimiz ve top yekûn insanlıktır.

Dileriz aslında rakam değişikliğinden başka bir şey olmayan gelecek günlerde bunu başarırız. Gelecek günlerimde Rabbimiz manevi aynada kendimizi görmek ve eksiklerimizi tamamlamakta bize yardımcı olsun.

Selam, saygı, ve sevgilerimizle…

 

 
yeni yıl ayna 2021 2022 güzellik iyilik
Bu Haber 1076 defa okunmuştur.
 
Yorum Ekleyin